8 Şubat 2011 Salı

alış-kanlık akış-kanlık

o giderken yollar çamurluydu.
arka koltuğa basan,derinden,inceye,kadife çizgiler oluşturan ayakkabılarımın burunları canımı acıtıyordu.
günlerce,saatlerce,bazen güneşi gözümün içine sokan,
bazen yağmur damlarının hangisinin düşüceğini bilme oyunumun
zemini, pis gri,sol köşesinde üç yolun yürüdüğü çatlağıyla,
uzun süre izlenince ince çizgilerini belli eden arka camdan,
ona bakıyordum.
uzaklaştıkça ağaçlar büyüyordu,evler büyüyordu.
bir aksaklık vardı gidişimizde:babam yoktu.

kapının kolunu kendine doğru çekmiş,annem kapıyı kilitlememişti sanki.
kadın adamı bırakmıştı,ilk defa.
adam kadını bırakmıştı ilk defa.
aşk vardı, evet.
ama aşk olmuyordu.

yolun ortasından, sol tarafa doğru yürüken bacaklarının gölgesini parlatıyordu güneş.
çamurun parlayan suyunu hatırlatıyordu babam.
ölmüştü ya da gitmişti, aynıydı.

iki koltuk arasından kafamı uzattığımda tüm dünya yer değiştirmişti.
sağ tarafta annem değil kardeşim vardı.
sol tarafta babam değil annem vardı.
biz gidiyorduk ama ağaçlar, dağlar küçülüyordu.

otuz altı saat boyunca, koyun sürüleri: pamuk tarlalarıydı,çam ağaçlarının arasında.
on iki saat boyunca, beyaz noktalardı koyun sürüleri,çam yumaklarının arasına serpiştirilmiş.
kırk sekiz yaşında hatırladım, müzik kutularından,çirkin palyaçoların fırlamasından korktuğumu
ama ç-almak istiyordum.
hem kolu çevirmek hem de küçük metal şişkinliklere dokunup,
hızla onları bırakan demir küçük çubuklar olmak istiyordum.

babalar mucize yaratamaz.
alış artık!

basitliğin akıcılığı saracak seni de, ne kadar sıkılsanda bundan,
kabul etmek zorunda kalacaksın.
hiçliğin ayak bileklerini kırışını seveceksin.
sere serpe kalmayı seveceksin,yığılmayı.
ve bazen (s)-avunmayı.
oyuncaklar ç-alacaksın çocuklardan.
en eskilerini.

çoğu zaman kuru kalacaksın, yalnız köklerin nemle beslenecek hep,ölmeyeceksin.
ama bu asla sana göre "yaşamak" olmayacak.
kayalardan çıkmış,arsız köklerinle bakacaksın gökyüzüne.

maskeler göreceksin camlarda.
çukur gözlerinden,seyiren kaslarından tiksineceksin.
bahar elbiseli,annenin kokusunu taşıyan bir kadının göğüslerinin arasında uyanıp,dudaklarının arasında kalsın isteyeceksin asla senin için akamayacak pınarlarını.